Sosyal Yaşamda Seçicilik
Sosyal yaşam her bireyin ihtiyacıdır. Sosyalleşme sürecinde pek çok kişi ile yüzeysel veya derin ilişkiler kurabiliriz. Kimilerimiz için az sayıda kişi ile derinlikli ilişki kurmak daha rahat hissettirir.
Çocukların sosyalleşme sürecinde sadece bir veya birkaç kişi ile arkadaşlık kurup yeni arkadaşlara kapalı olmalarındaki ısrarlı tutumları ebeveynleri endişelendirebiliyor. Arkadaş konusunda seçicilik pek çok sebepten meydana gelebilir. Sosyal becerileri yerine getirmede zorlanma, adım atamama veya atılan adımlara karşılık verememe, kendi istek ve ihtiyaçları doğrultusunda ilişki kurma eğilimi, kendinde gördüğü yetersizlikler, reddedilme korkusu, sevilmeyeceğine dair inanç vb. Aynı zamanda seçicilik birden fazla alanda görülebilir. Yemekte, kıyafette, oyuncakta, tişörtün deseninde.. Her alandaki seçiciliğin alt dinamiğini özel olarak düşünmek gerekir.
Çocukların ve gençlerin hayatında "seçmek" "ayırmak" daha güvende hissetmeleri için kullandığı araçlar arasındadır. Kimileri için çevrenin keşfetmeye açık imkanları heyecan verici değil endişe verici görünür. Burada "seçme" ve "ayırma" konusunda ne derece rasyonel bir tutum sergilendiği önemlidir. Elbette kendi güvenliğimiz için pek çok şeyi seçeriz. Tükettiğimiz besinleri, hayatımızdaki kişileri..
Peki, ne derece seçici olunduğu çocuğu koruyan ve güvende hissetmesini sağlayan bir mekanizmadan ziyade günlük işleyişine ket vuran, keşif sistemini baskılayan ve kaygıyı sürekli ayakta tutan bir mekanizmayla çalışıyorsa?
Ofis Bilgisi
Ataşehir/İstanbul


Klinik Psikolog, Psikoterapist